Alkol tüketiminin, insanın fiziksel sağlığı üzerinde açtığı hasarın yanında ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinen bir gerçektir.

Ruh sağlığı üzerinde alkolden daha fazla hasar bırakan bir başka etken ise ekonomik kriz dönemleridir. Ekonomik krizler, nasıl ki ülkelerin sanayi, hizmet ve tarım sektöründe yıkıma sebep oluyor ise insanların da ruh sağlığında yıkıma neden olmaktadır.

Yapılan araştırmalar, kriz dönemlerinde insanların alkol kullanma eğiliminin arttığını göstermektedir. Özellikle Doğu Avrupa’da alkol tüketen erkeklerin intihar oranlarında da artış gözlenmiştir.

Rusya’da 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından negatif yönde bir toplumsal değişim gerçekleşmişti. 1998 yılında ise rublenin çöküşünün ardından alkol tüketimi arttı ve alkole bağlı ölümlerde artış gözlendi. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nde alkol kullanımına bağlı ölümlerdeki %28’lik artışın, işsizliğin artışı ile paralel olduğu ortaya çıktı.

2008-2012 yılları arasındaki küresel ekonomik kriz süresince ülkemizde alkol tüketiminde artış gözlenmişti. Avrupa’da hem genel hem de ağır içicilik bakımından en az alkol tüketen ülke olan Türkiye’de, özellikle 2009 yılında alkollü içki satışı %20 artmıştı.

Kısacası aşırı alkol tüketimi, alkole bağlı ölümler ve intihar olayları, birçok ülkede ekonomik krizler ve gelir düşmeleri sırasında artmıştır. Bu gerçek ise hükumetlerin, toplum ruh sağlığını korumaya yönelik yatırımlarını ve alkol tüketimini kontrol eylemlerini arttırması ihtiyacını doğurmaktadır.

Gelir ve refah seviyesi düşüp alkol fiyatları kolay ulaşılabilir olmaktan çıkınca alkol tüketenler ve alkol servisi olan bazı işletmeler, kaçak kaynaklara veya evde üretilen sahte içkilere yönelmeye başladı. 2019 yılı Sayıştay Raporu’na göre 2013-2019 yılları arasındaki etil alkol kullanımının yüzde 448 oranında artması sonucunda Türkiye’de etil alkol satışı yasaklanmıştı. Etil alkole ulaşamayan insanlar alkol yapmaktan vazgeçmek yerine daha kolay bulabildikleri ve daha zehirli olan metil alkole yöneldiler.

Türkiye’de son yıllarda salgın düzeyinde metil alkol zehirlenmeleri yaşanmaktadır. İçecek amaçlı tüketilmemesi gereken bu alkol türünün ülkemizde bu denli yüksek oranda tüketiliyor olması ciddi bir halk sağlığı sorunudur. İnsanların, tehlikeli olduğunu bildikleri halde metil alkol tüketmesinin sebebi ise alkolde yüksek vergiler ve fahiş fiyatlardır. Bu durum merdiven altı üretimi tetiklemekte dolayısıyla alkol zehirlenmeleri ve ölümlerin meydana gelmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Peki, alkole ulaşmak zorlaşmasına rağmen düşmesi gereken alkol tüketimi neden artıyor?

Bir sonraki yazımda sebeplere ve çözümlerine değineceğim...